Her şeyde uzmanız!

İnsanoğlu, yaşamı boyunca hayata karşı daha dirençli durabilmek, kendisini diğer bireylerden farklılaştırabilmek, yaşam kalitesini daha üst düzeye çıkartabilmek ve ailesini kimseye muhtaç etmemek için ömrü boyunca yoğun bir çalışma temposu içerisinde hayatını sürdürür.

Bu tempo, kişinin kendi gelişimini tamamlayamadığı bir ömrün oluşmasını tetikler. İlgili süre içerisinde işi ile alakalı en azından bilinmesi gereken baz bilgilere hakim olmaya çalışan birey, hayata karşı da bilgi dağarcığını kulaktan dolma bilgilerle, magazin programları, YouTube videoları, dizi ya da filmlerle yarım yamalak tamamlar ve bu profil, yüzbinleri hatta milyonlarca insanın yaşam felsefesinin bu şekilde devam etmesini sağlar.

Dikkat ettiniz mi hiç?

Fatih Terim’in forvet hattında Eren’i oynatmasını doğru bulmaz ve maçı izlerken de çoğu zaman kötü oynayan Belhanda’ya bu hoca nasıl katlanıyor bu adama, benim gördüğümü o görmüyor mu çıkarsana şunu diye serzenişte bulunur…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Enflasyon ve USDTRY çıkışını izledi, piyasayı doğru yönlendiremedi, hep geç kaldı şeklinde eleştiri yaparak Banka Başkanını istifaya çağırır…

Bir varlık örneğin USDTRY ile alakalı beklentilerini izah eden bir analist, ilgili çalışmasını yatırımcılarla paylaştığında, yazdığı rapor içerisinde nereden alım – satım yapacağını, hangi seviyenin zarar durdur ve kar al olduğunu belirtmediği için masal anlatmışsın sen, bu yazıyı 7 yaşındaki çocuk bile yazar, sen nasıl analistsin, bilmiyorsan yazma şeklinde eleştiriler yapar…

Binlerce farklı örnek üzerinden bu çalışmaya devam edebiliriz aslında. Ancak yazıda vermek istediğim mesaja hızlı bir biçimde geçebilmek adına bu kadar örneğin yeterli olduğunu düşünmekteyim.

Konumuz maalesef her şeyde uzman olduğumuzu düşünmemizdir…

Bu makaleyi özellikle gençlerimize yani geleceğimize ışık tutacakların bakış açısına katkı sağlamak adına yazmak istedim.

Maalesef ülkemizde her konuda bilgi sahibi olan ve bu bilgi ile uzman olduğunu izah eden büyük bir çoğunluk var. Cem Yılmaz’ın da dediği gibi “Bilmiyorum” kelimesini kullanmayı sevmiyoruz. Bir soru sorulduğunda ilgili sorunun cevabına yönelik bir fikrin yoksa bilmiyorum dersin ve karşı tarafı oyalamazsın. Ancak cevap verilmediği zaman sanki aşağılanıyormuşsun ya da yetersizmişsin gibi algılandığı için, genellikle konuya ilişkin illa ki bir fikir beyan etmek zorunda kalır insanoğlu.

Bir şey biliyorum o da hiç bir şey bilmediğimdir (Sokrates)

Örneğin kendi sektörümüzü bu konuda ele aldığımızda, görsel ve yazılı medyada aktif bir şekilde yer alanlar, Çin’den tutun Almanya’ya kadar, Meksika’dan tutun da ABD’ye kadar her ekonomiye yönelik ahkam kesen bilgiler verilmektedir.

Birkaç ekonomik klişe gösterge ve teknik birkaç cümle ile uzman olduğunu göstermeye çalışan kişiler, sadece uzmanlaştığı konularda yatırımcıları bilgilendirmiş olsalar, diğer konularda da kısmi bilgilendirmeler yapsalar ve uzman olmadığı konularda bilmiş havası yaratmasalar, sektörün gelişmesi dolayısıyla da finansal okur-yazarlığa katkı sağlamak adına önemli bir adım atmış olurlar.

Aynı şekilde üç beş tane grafik çizip, Elliot, Gann, Gartley gibi birkaç ileri düzey uygulamayı ezberleyip bu konuda bilgi sahibi olduğunu belirterek kendisini teknik guru zannedenler, finansal varlıklara ilişkin akşama şöyle olur, haftaya böyle olur, üç vakte kadar şöyle olur gibi yorum yaparak piyasalarda yer almak isteyen kişilerin mevcut piyasaya olan inancına zarar vermekte olup piyasaların kumar olarak algılanmasına imkan tanımaktadır ve bu tutum, finansal okur – yazarlığa ciddi anlamda zarar vermektedir.

Ateşin içine atılan Hz İbrahim’in yanmasını engellemek için gagasında bir damla su götürmeye çalışan / çabalayan bir kuş gibi finansal piyasalarda yer almak isteyen gençlerimize naçizane tavsiyem;

Üniversite döneminden itibaren Forex, Viop, Hisse piyasasına yönelik bilgi dağarcığınızı artırmanız ve bu süre içerisinde hangi piyasada /  bölümde yer almak istediğiniz konusunda da durumuzu netleştirmenizdir.

Gündemdeki her finansal olay hakkında fikir beyan etmeniz, şuan için popülist bir yaklaşım ve kariyer planlamasında sizi üst noktalara taşımak adına doğru bir adımmış gibi görünmesine karşın uzun vadeli periyotta mesleki gelişiminizde sizi istikrarlı bir başarıya götürmeyecektir.

Bu sebeple de “nasıl başlarsanız öyle gider” sloganından yola çıkarak hayal ettiğiniz alanda uzmanlaşmak için erken dönemlerden itibaren başlattığınız çabalarla rakipleriniz arasında fark yaratacak bakış açısı ile kariyer basamaklarını tırmanmanızı tavsiye edebilirim. Bu tavsiye, uzun vadeli ve sağlam adımlarla hayatını sürdürmek isteyenler içindir. Kısa vadeli olarak basamakları hızlı bir şekilde çıkmak isteyenlerse, zaten yazı içerisinde nelere dikkat etmesi gerektiğini zaten anlamıştır…

Bilgilendirme:

Sıkıcı Finans konularını eğlenceli ve bir o kadar da keyifli hale getirmeyi amaç edinen birisi olarak, mesleki alanda nelere dikkat edilmesi gerektiği hususundaki çalışmalarımı YouTube kanalımda yer verdiğim video çalışmalarında bulabilirsiniz.

Bir hatırlatma, ben her konuda uzman değilim 🙂

Teknik Analiz ve Yatırım Psikolojisi konusunda uzmanlaşmaya çalışan (10 yıldır sektör içerisinde olmama karşın hala uzmanım diyemiyorum, çünkü her gün mesleki konulara ilişkin bir şeyler öğreniyorum) ve bu alanda başarılı olabilmek için de Temel Analiz ve Risk Yönetimi konularını inceleyen birisiyim…

Gençlerimize / Geleceğimize fayda sağlamak ümidiyle…

Kudret AYYILDIR

Add a Comment