Tertemiz Çocuklar Yetiştirmeliyiz!

Hepimizin bildiği gibi son günlerde gündemimizde Özgecan Aslan’a yapılan vahşice bir saldırı ve sonucunda da gencecik bir bayanın aramızdan ayrılışı var. Yaşanılan bu olayda sapkınca bir düşünce içerisinde olan yaratıkların, Özgecan Aslan gibi sayısız masum insana vahşice davrandığını görmekteyiz. Biz hiç tanımadığımız bir insan için bu denli üzüntümüzü paylaşabiliyorsak Özgecan Aslan’ın ailesinin ne durumda olduğunu varın bir de siz düşünün?

Biz bizimle paylaşılanlar kadarına hâkimiz. Yani Dünya’da özellikle de Türkiye’de yaşanılan bu ve buna benzer olayların ne kadarı gün yüzüne çıkıyor ne kadarı ise ört bas ediliyor bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki bu tarz kötü niyetli insan olmayan yaratıkların ciddi anlamda ceza almadığı bir ortamda bu tür üzüntülerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Peki, bu ceza ağırlaştırılmış müebbet ya da idam olsa, mevcut saldırıyı engeller mi? Bu sorunun cevabına kocaman bir HAYIR diyebiliriz.

Karşılaştığımız bu durumların tekrar tekrar yaşanmaması için çocuğun doğduğu andan itibaren ciddi bir eğitim ile yetiştirilmesi ve bu tarz durumlarla karşı karşıya kalacak her faktörü ortadan kaldırmalıyız. Yoksa ensest ilişkileri destekleyen dizi anlayışları ve çorap değiştirir gibi sevgili değiştiren magazin programlarını sanki normal bir şeymiş gibi izleyen ve sonuçlarında ah yazık oldu bu çocuğa diye üzülen bir halktan doğacak çocukların, bu tür zihniyetli yaratıklara dönüşmesi kaçınılmazdır. Her aile kendi üzerine düşeni layıkıyla yapmalı ve tertemiz çocuklar yetiştirmelidir. Her şeyi devletten beklemek, armut piş ağzıma düş mantığını ve bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığını benimsemekten artık vazgeçelim. Nasıl kanser hastası insanları konuşurken bir gün benim de başıma gelebilir endişesini duyabiliyoruz, o halde bir gün benim aileme, akrabalarıma, yakın arkadaşlarımın başına gelebilir endişesi ile evlatlarımızı yetiştirmeli, çevremizde yaşanılan bu tür vahşi olayların olmaması için elimizden gelen çabayı gerçekleştirmeliyiz. Ayrıca sokaklarda yaşanılan tüm olaylarda da yardıma muhtaç olanlara karşı duyarsız kalmayalım.

Son olarak çocuk sahibi olan ailelere sesleniyorum. Evimizdeki televizyonları izlerken sadece çocuğumuz varken uygun olmayan yayınları açmayalım düşüncelerine girişmeyelim. Siz de uygun olmayan yayınları incelemeyin. Çünkü ilgili kara kutu sizin beyinlerinizi de tahrip edecektir. Tembelliği bırakıp bunun yerine kitap okuyarak tertemiz beyinlere ulaşalım.

Zengin insanların evinde büyük bir kütüphane vardır, fakirlerin evinde ise büyük bir televizyon. “Dale Carnegie”

NOT: Ya sen şimdi bunu yazdın da ne oldu ne değişti diye içinden düşünenlere cevabım, Hz İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atılması sırasında küçücük bir kuşun gagası ile su taşıyarak ateşin üzerine döktüğü sırada sen küçücük bir kuşsun bu ateşi söndüremezsin ifadesine karşın verilen cevapla aynıdır. Peki, cevap neydi? Biliyorum bende sönmeyeceğini ancak tarafım belli olsun diye bu uğraşı veriyorum şeklindedir.

Kudret Ayyıldır
Sade bir vatandaş

Add a Comment